Epiktetos’un “Zenginlik, çok şeye sahip olmak değil, az şeye ihtiyaç duymaktır.” sözü, günümüzde de büyük bir gerçekliği yansıtmaktadır. Çoğumuz daha fazla sahip olma arzusuyla yanıp tutuşurken, bu istek bizi borç batağına sürükleyen bir döngüye çekiyor. Türkiye’de ve dünyada, hızla büyüyen iki farklı kesim var: sürekli vurgun kovalayanlar ve çoktan vazgeçmiş olanlar. Bu yazıda, bu iki grubun bizi borç batağına nasıl sürüklediğini ve bu döngüden nasıl çıkabileceğimizi inceleyeceğiz.
Borç Batağının İki Yüzü
Vurgun Kovalayanlar
Vurgun kovalayanlar, büyük kazançların peşinde koşarken genellikle borca batıyorlar. Kripto paralar, halka arzlar, bahisler ve kumar, bu grubun en çok ilgilendiği alanlardır. Çoğu zaman, kendi paralarını harcamakla kalmıyor, kredi çekip, kredi kartlarını zorlayarak ve hatta arkadaşlarından borç alarak bu hayallerinin peşinden gidiyorlar. Ancak genellikle sonunda kazanan onlar değil, kredi faizlerini toplayan bankalar oluyor.
Vazgeçmişler
Diğer tarafta, “Madem ülkede para yok, neden herkes kafelerde?” mantığıyla hareket edenler var. En son çıkan telefonlar, üçüncü nesil kahvelerle hayatı tüketirken, birikim yapma veya yatırım yapma hayallerinden vazgeçmiş durumdalar. Bu grup için tüketim, bir kaçış mekanizması olarak işliyor ve maalesef bu kaçış, borca sürükleyen bir döngüye dönüşüyor.
Borç ve Tüketim Döngüsü
Borç almak, kendi başına kötü bir şey değildir. Önemli olan, borcun nasıl kullanıldığıdır. İyi borç, sizi ileriye taşıyan; eğitim, işinizi büyütmek veya geleceğe yatırım yapmak gibi amaçlar için kullanılan borçtur. Kötü borç ise, tüketime, anlık zevklere veya şansa dayalı oyunlara ayrılan ve sizi geriye çeken borçtur. Kredi kartlarıyla yapılan gereksiz harcamalar, tatil için çekilen krediler ve yatırım yapmadan borç almak, kötü borç örneklerindendir.
Borçtan Kaçınmanın Yolları
- Borcu doğru amaçlar için kullanın: Eğitim, iş büyütme veya geleceğe yatırım gibi.
- Anlık zevklere karşı dikkatli olun: Tüketim ve kumar gibi anlık tatminler, borç döngüsünü besler.
- Finansal olgunluğu geliştirin: Bütçe yapma, harcama önceliklerini belirleme ve risk yönetimi gibi becerileri öğrenin.
- Yavaş ve istikrarlı kazançları hedefleyin: Hızlı kazanç genellikle hızlı tüketilir, yavaş kazanç ise uzun vadeli refahı sağlar.
- Kendi finansal kaslarınızı geliştirin: Para biriktirirken finansal bilginizi de artırın.
Sonuç
Borç batağında olmamızın temel nedeni, genellikle hızlı zengin olma hayaliyle borçlanmamız veya günü kurtarmak için tüketim borcuna girmemizdir. Bu döngüler bizi daha fazla stres ve daha az özgürlüğe sürükler. Ancak, borcu doğru amaçlar için ve akıllıca kullanarak bu döngüden çıkabiliriz. Zenginlik, cebinizdeki rakam değil, huzur, güven ve kontrol duygusu demektir. Finansal sağlığımızı korumak ve güçlendirmek için, küçük ama istikrarlı adımlarla ilerlemeli, sabırlı olmalı ve sağlıklı finansal alışkanlıklar geliştirmeliyiz.